Gıda israfı, küresel bir sorun olarak her geçen yıl daha da büyüyor. 2023 yılı israf raporuna göre, dünya genelinde her yıl 931 milyon ton, Türkiye’de ise 18,1 milyon ton gıda israf ediliyor. İsrafın %61’i evsel atıklardan, %26’sı hizmet sektöründen ve %13’ü perakende sektöründen kaynaklanıyor.

Bu devasa rakamlar, sadece kaynakların boşa harcanması anlamına gelmiyor; aynı zamanda çevresel ve ekonomik etkileri de beraberinde getiriyor. İşte bu noktada, gıda lojistiğinde soğuk zincirin önemi bir kez daha öne çıkıyor.

Gıda lojistiğinde soğuk zincir, tarım ve gıda ürünlerinin depolanması ve taşınması sürecinde kritik bir rol oynamaktadır. Tarım ve gıda maddeleri, belirli sıcaklık ve nem koşullarında depolanmalı ve taşınmalıdır. Bu koşullar sağlandığında, ürünlerin kalitesi ve besin değeri korunur. Ancak, soğuk zincirin kesintisiz bir şekilde yönetilmesi gerekmektedir; aksi takdirde ürün kayıpları kaçınılmazdır.

Gıda lojistiğinde soğuk zincirin doğru yönetilmesi, gıda ürünlerinin depolanması ve taşınması sırasında kayıpları minimize eder. Bu sürecin etkin yönetiminde teknolojinin kritik bir rolü bulunuyor. İzlenebilir lojistik standartların uygulanmasıyla gıda ürünlerinin hareketini takip etmek ve gerektiğinde müdahale etmek mümkün hale geliyor.

Ayrıca, ülkemizin tarafı olduğu "ATP Konvansiyonu" bozulabilir gıda maddelerinin uluslararası taşımacılığına dair önemli standartlar getirmektedir. ATP Konvansiyonu, bozulabilir gıda maddelerinin taşınmasında kullanılacak taşıma araçlarının özelliklerini ve bu araçların taşıma sırasında sağlanması gereken sıcaklık koşullarını belirler. Bu standartların sahada uygulanması ve denetiminin artırılması, israfın önüne geçilmesi için önemli adımlardandır.

Genel Müdürümüz Enes Akça'nın, teknolojinin gıda lojistiği üzerindeki etkilerini ve soğuk zincirin gıda israfını azaltmada nasıl önemli bir rol oynadığını anlattığı 24 TV Ana Haber Bülteni kaydına link üzerinden ulaşabilirsiniz.